İnsan hakları, kişinin yalnızca insan olmasından mütevellit sahip olduğu haklar olup, günümüzde demokrasinin gelişmesine paralel olarak çeşitlilik arz eden dinamik bir yapıya sahiptir. İnsan hakları, bireyi ön plana alarak hem dikey etki bağlamında devletin olası ihlallerine karşı, hem de yatay etkinin sonucu olarak diğer bireylere karşı kişinin hakkını koruma gayesi içerisindedir.
18. yüzyıldan itibaren yoğunlaşan insan hakları hareketi, 20. yüzyılda insanlık tarihi açısından büyük yıkımlara yol açan iki büyük dünya savaşına engel olamamıştır. Başta Avrupa olmak üzere Dünya genelinde oluşan trajedi, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi noktasında etkin normatif ve kurumsal yapıların gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu çerçevede 25 Nisan 1945'te temel amacı uluslararası barış ve güvenliği korumak, barışa yönelik tehditleri önlemek ve insan haklarını korumak ve geliştirmek olan Birleşmiş Milletler teşkilatı kurulmuştur.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 10 Aralık 1948 tarihinde, insanlık ailesinin her bir ferdinin insan onurunun korunmasının, eşitliğin ve temel hak ve hürriyetlerin tesisinin dünyadaki özgürlüğün, adaletin ve barışın esas güvencesini teşkil etmesinden hareketle, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmiştir. Beyanname’nin temel misyonu “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” ifadesiyle 1. maddede düzenlenmiştir.
Beyanname bağlayıcı bir metin olmasa da kendisinden sonra hazırlanan ulusal ve uluslararası birçok norma temel teşkil etmesi bakımından son derece önemlidir. Bu kapsamda, insan hakları hareketlerinin temel belgesi niteliğini haiz Beyanname’nin kabul ediliş tarihi olan 10 Aralık günü her yıl “İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır. Bu önemli günün 2023 yılı teması ise “Herkes için özgürlük, eşitlik ve adalet” olarak belirlenmiştir.
Beyanname’nin kabul edilişinin 75. yıl dönümünde, Beyanname ile ortaya konulan temel hak ve özgürlüklerin yerine getirilmediği, dünyanın pek çok yerinde, farklı coğrafyalarda insan hakları ihlallerinin yaşanmaya devam ettiği görülmektedir. Özellikle 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ile bu olaylara uluslararası toplumun verdiği yanıt, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’yle ortaya konan amaçların herkes için eşit olarak tanınmadığını bir kez daha göstermiştir. Gazze’de devam eden saldırı ve bombardımanlar sonucu aralarında kadın ve çocukların da olduğu 17 bini aşkın kişi hayatını kaybetmiştir. Soykırıma dönüşen trajedi karşısında temel misyonu barışı korumak olan başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplum etkili bir yanıt vermekten imtina etmektedir. Beyanname’de yer alan yaşama ve kişi özgürlüğü ve güvenliği dahil temel hak ve özgürlükler, açık cezaevine dönüşen ve saldırı altında olan Gazze için ulaşılması imkansız soyut düzenlemeler olmanın ötesine geçememektedir.
Temel misyonu insan onurunu esas alarak insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek olan Kurumumuz, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle, başta Gazze’de yaşanan insan hakları ihlalleri olmak üzere tüm aktörleri insan hakları müktesebatınca güvenceye alınan temel hak ve özgürlükleri korumaya ve geliştirmeye, sözleşmelerden doğan yükümlülükleri doğrultusunda 2023 yılı için belirlenen “Herkes için Özgürlük, Eşitlik ve Adalet” misyonu ile hareket etmeye davet ediyor, Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyoruz.