e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
28 Şubat Askeri Darbesi’nin 27. Yıl Dönümüne İlişkin Basın Açıklaması
28 Şubat Askeri Darbesi’nin 27. Yıl Dönümüne İlişkin Basın Açıklaması
28.02.2024
A- A+

Türk siyasi tarihinde çok partili hayata geçilmesiyle birlikte neredeyse her on yılda bir darbe ve/ya muhtıralar yaşanmıştır. Bu darbelerden birisini de yüz binlerce insanın temel haklarını ihlal eden ve diğer klasik darbelerden ayrışmasından ötürü “Post-modern Darbe” olarak nitelendirilen 28 Şubat (1997) Darbesi oluşturmaktadır.  28 Şubat Darbesi, doğrudan halkın bir kesimine ve onun yaşam biçimine yönelik yapılması ve militarist güçlerin yanında medya, sermaye, bürokrasi, yargı ve üniversitelerin de desteğini alması nedeniyle diğer darbelerden ayrışmaktadır.

28 Şubat sürecinde, en temel hak ve özgürlüklerden din ve inanç hürriyeti yoğun ve sistematik biçimde ihlal edilmiştir. Bu süreçte bizatihi devlet tarafından bir yaşayış tarzı diğerine yeğ tutulmuş, temel insan hakları metinlerinin güvence altına almış olduğu inanç ve ibadet hürriyeti bir tehdit unsuru olarak algılanarak hak ihlallerinin perdelenmesi amacıyla kullanılmıştır. Oysa din ve vicdan hürriyeti, hem uluslararası insan hakları müktesebatı hem de ulusal mevzuatımızca güvence altına alınmış temel bir haktır. Anayasa’nın “Din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24’üncü maddesine göre “Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.” Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 18’nci maddesi ile Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 18’inci maddesi din ve vicdan hürriyetini güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesine göre “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya özel ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.” Bu kapsamda kişiler dini veya vicdani kanaatlerini açıklamaya, herhangi bir tarzda ibadet etmeye, dini uygulamaya ve ayine katılmaya zorlanamayacakları gibi ibadetleri ve dini uygulamaları ile açıklamış oldukları dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamazlar (AYM, Tuğba Arslan Kararı, B. No: 2014/256, 25/6/2014). 28 Şubat sürecinde ise birçok kişi dini inanç ve ibadetleri sebebiyle baskı altına alınmış ve haksız uygulamalara maruz bırakılmıştır. Bu süreçte binlerce başörtülü öğrenci okullarından uzaklaştırılmış, katsayı uygulamasıyla eğitimde fırsat eşitliği ortadan kaldırılmak suretiyle öğrencilerin eğitime erişim hakları engellenmiştir. Bu dönemde çok sayıda sivil toplum kuruluşu kapatılarak ya da faaliyetleri sınırlandırılarak ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakları ihlal edilmiştir. Seçilmiş iktidarı uzaklaştırma ve parti kapatma uygulamaları ile seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarının kullanımı engellenmiştir. Kamuda birçok çalışan dini inanç ve ibadetleri yüzünden disiplin soruşturmalarına ve meslekten çıkarmalara maruz bırakılmıştır.

Kişilerin farklı dinlere mensup olabilmeleri ve farklı vicdani kanaatler taşıyabilmeleri bireyin temel hakkı olarak gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse de Anayasa’da güvence altına alınarak bu farklılıkların ayrımcı uygulamaların gerekçesi olamayacağı vurgulanmıştır. Ayrımcılık yapmama, uluslararası insan hakları müktesebatının merkezinde yer almaktadır. Söz konusu düzenlemeler çerçevesinde din ve inanç temelinde ayrımcılık yasaklanmaktadır. Benzer biçimde Anayasa’nın 10’uncu maddesine göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” 28 Şubat döneminden en çok etkilenen grupların başında kadınlar gelmektedir. Bu dönemde kadınlar hem dini inanç ve kanaatleri, hem de cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları ayrımcı uygulamalar neticesinde birçok temel hak ve özgürlükten mahrum bırakılmıştır.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak, 28 Şubat Post-modern Darbe’sinin 27. yıl dönümünde yaşanan insan hakkı ihlallerini kınıyor, bir daha benzer mağduriyetlerin yaşanmamasını temenni ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :