
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi başta olmak üzere Filistin topraklarında devam eden İsrail saldırıları sonucunda büyük bir insani yıkım yaşanmakta, uluslararası hukuk ve insan hakları ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. Söz konusu saldırılar; kadın, çocuk ve yaşlı demeden on binlerce sivilin hayatını kaybetmesine, yüz binlercesinin yaralanmasına ve milyonlarca insanın yerinden edilmesine neden olmuştur. Ayrıca İsrail tarafından uygulanan sistematik bombardımanlar altyapının yok edilmesine, hastanelerin, okulların, ibadethanelerin ve sivil yerleşim yerlerinin hedef alınmasına yol açmakta; başta yaşam hakkı olmak üzere, beslenme, sağlık, barınma, eğitim ve insani yardıma erişim gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.
Öte yandan Gazze’de aylardır süren yoğun askeri operasyonlar ve abluka, bölgede eşi benzeri görülmemiş bir açlık krizine de yol açmıştır. Son saldırıların ardından insani yardım akışının neredeyse tamamen durmuş olması, başta çocuklar, yaşlılar ve hastalar olmak üzere sivillerin hayatta kalma mücadelesini daha da zorlaştırmıştır. Diğer yandan Gazze’de devam eden saldırılar uluslararası insancıl hukuk uyarınca açıkça korunması gereken sağlık ve insani yardım çalışanlarını da doğrudan hedef almaktadır. Yaralılara yardım ulaştırmaya çalışırken hayatını kaybeden sağlık personeli, ambulans görevlileri ve ilk yardım ekiplerinin sayısı her geçen gün artmakta; bu durum, saldırıların hem orantısız hem de ayrım gözetmeyen nitelikte olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bu ağır tablo karşısında, uluslararası toplumdan yükselen sorumluluk çağrıları büyük önem arz etmektedir. Son olarak İngiltere, Fransa ve Kanada öncülüğünde yapılan ortak açıklamada Gazze’deki saldırıların durdurulmasına ilişkin İsrail’e çağrıda bulunulmuştur. (1) İsrail’in saldırıları derhal durdurmasının, uluslararası hukuka saygı göstermesinin ve sivillerin korunmasına öncelik verilmesinin gerektiği belirtilen açıklamada, sivillerin güvenliğinin sağlanmasının zorunlu olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca açıklamada; bölgedeki insani durumun vahametine dikkat çekilmiş, sivil halkın temel ihtiyaçlara erişiminin sağlanması ve uluslararası insancıl hukukun gerekliliklerinin yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir. İlgili çağrılar, Filistin halkının maruz kaldığı ağır hak ihlallerinin uluslararası toplum nezdinde daha fazla görmezden gelinemeyeceğini ve artık sorumluluk alma vaktinin geldiğini açıkça ortaya koymaktadır.
İngiltere, Fransa ve Kanada’nın öncülüğünde yapılan bu çağrıyı memnuniyetle karşılıyor; bu vesileyle, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu olarak çatışmaların sona erdirilmesi, insani yardım faaliyetlerinin kesintisiz biçimde sürdürülmesi ve başta yaşam hakkı olmak üzere temel insan haklarının korunması temennisiyle uluslararası toplumun tüm aktörlerini etkili ve kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.