e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Kurumumuzun 2018 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
Kurumumuzun 2018 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
30.10.2017
A- A+

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun da içlerinde yer aldığı kurumların 2018 yılı Bütçeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Görüşüldü

Türkiye  İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’ndan sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarının 2018 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

- "Avrupalıların bize verecekleri hiçbir ders yok"

Diyarbakır Fidanlık Kampı’ndan Ezidilerin zorla Mardin’in Midyat ilçesine götürüldüğüne yönelik iddialar hakkındaki soruyu da yanıtlayan Akdağ, Diyarbakır’daki söz konusu bölgede çok zor ve olumsuz koşullarda yaşayan Ezidilerin, Midyat’ta daha iyi şartlardaki bir kampa taşındığı bilgisini verdi. Akdağ, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altındaki örgütlerin kamplara sürekli girip çıktığını dile getirerek, "Sivil toplum girip girmiyor olduğu zaman hangi sivil toplumun buraya girmeye hakkı olduğu tartışılabilir. BM’nin işin içinde olması benim için önemlidir. Türkiye’deki kamplarda verilen hizmetlerin dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar sığınmacılara verilemediğini iddia ediyorlar. Çok özel bir iş yapıyoruz. Elbette bu kamplarda farklı kültürler farklı insanlar, farklı yapılar arasında zaman zaman sıkıntılar yaşanmış olabilir. Sonuçta bir şehirden bahsediyoruz." açıklamasını yaptı.

Bu kapsamda yürütülen çalışmaların hepsinin insani amaçlarla yapıldığını kaydeden Akdağ, şöyle devam etti:

"Batılılarla yapılan anlaşmalarda, ’şöyle oldu, böyle oldu’, bizi eleştiriyorlar. Gerçekten ben buna gülümsüyorum. Adamlar bir tane mülteciyi ülkelerine almamak için uğraşıyorlar ondan sonra mültecilerin hakları hususunda bize akıl öğretecekler. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Hadi 3 milyonun yarısını da onlara verelim, baksınlar. Dikenli teller mi çevirmediler, yapmadıkları edepsizlik kalmadı. Burada biz kendi milletimizin karakterinden, tarihinden, kültüründen gelen bir insaniliktir. Avrupalıların bu konuda bize verecekleri hiçbir ders yok."

"Çalışan kişi sayısı ve fonksiyonu geliştirelim"

Akdağ, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun (TİHEK) işleyişine ilişkin bir soru üzerine, bu kurumun daha yeni olduğunu ve kuruluşunun mayıs ayında tamamlandığını hatırlattı. Kurumun çok gayretli olduğunu ifade eden Akdağ, çalışma alanlarının uygun olmadığını, bununla ilgili de yeni bir bina arayışına girdiklerini anlattı.

 

Başbakan Yardımcısı Akdağ, kurumda az kişi çalıştığı için bütçenin yeterli olduğunu belirterek, "Maliye Bakanı ile bizzat görüştüm yani oraya verilen 8 milyon bütçeyi biz 16 milyona, 20 milyona sene içerisinde rahatça çıkarabiliriz. Yeter ki çalışan kişi sayısı ve fonksiyonu geliştirelim. Önemli olan kurumu geliştirmek. Kurumun kuruluşu mayıs ayında tamamlandığı için gelen başvuruları genellikle kurumlara yönlendirmişler. Kasım ayında da yönetmelikleri de tamamlanacak. Kurum çok daha güçlü bir biçimde aktif çalışan bir kurum haline gelecek." ifadelerini kullandı.

TİHEK’e seçilen üyelerin liyakatına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Akdağ, bu söylemlerle üyelere haksızlık yapıldığını kaydederek, bu kişilerin kuruma müracaat edenler arasından seçildiğini aktardı.

Akdağ, bu sene TİHEK’e 360 başvuru yapıldığına dikkati çekerek, "Bu dönemde konusuna binaen önemli ve ivedi hususlar ulusal önleme mekanizması kapsamındaki başvurularla ilgili olarak herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına ilgili kurum ve kuruluşlarla gerekli yazışmalar yapılmıştır." açıklamasında bulundu.

"Derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil"

TİHEK Başkanı Süleyman Arslan da kurumun bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.Arslan, kurumun yapısı hakkında bilgi verdi.

TİHEK bünyesindeki İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu üyelerinin seçimi ve göreve başlamaları arasında 15 Temmuz darbe girişiminin yaşanması nedeniyle uzun bir zaman aralığı bulunduğunu anımsatan Arslan, eksikleri gidererek çalışmalarını sürdürdüklerini anlattı.

Arslan, kurul üyelerinin her birinin insan hakları alanında etkin ve yetkili kişiler olduğuna dikkati çekerek, "Derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmek gibi bir niyetle hareket etmiyoruz. Biz ülkede insan haklarının korunmasını, geliştirilmesini, ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını, eşitliğin tesisini hedef edinmiş durumdayız. Bunun için de öncelikle diyalog yollarını tercih ediyoruz." açıklamasını yaptı.

İktidarla da muhalefetle de diyalog içinde olacaklarını belirten Arslan, ziyaretler planladıklarını aktardı.

Arslan, bağımsız bir kurul olduklarını, Başbakan Yardımcılığı ile ilişkilerinin bütçe ile sınırlı kaldığını dile getirerek, kasım ayı sonuna kadar da ilgili yönetmeliklerinin tamamlanmasını planladıkları bilgisini paylaştı.

Görüşmelerin tamamlanmasının ardından, Başbakanlık, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun 2018 yılı bütçe ve kesin hesap kanun tasarıları ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı, Başbakanlık Tanıtma Fonu Genel Sekreterliğinin Sayıştay raporları oylanarak kabul edildi.

Paylaş :