e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Engelli Bir Bireyin Toplu Taşımada Ayrımcı Muameleye Maruz Kaldığı İddiaları Hakkında Basın Açıklaması
Engelli Bir Bireyin Toplu Taşımada Ayrımcı Muameleye Maruz Kaldığı İddiaları Hakkında Basın Açıklaması
03.10.2022
A- A+

Kurumumuz tarafından çeşitli medya mecralarına yansıyan engelli çocuğu olan bir kadına kullandığı toplu taşımada çocuğunun engelli arabasını katlayarak yolculuk yapabileceğinin şart koşulduğu iddialarına ilişkin haberler yakından takip edilmektedir.

Ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi, tüm insan hakları sözleşmelerinin merkezinde yer almaktadır. Diğer uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin (EHS) dayandığı genel ilkelerden birisi ayrımcılık yapılmamasıdır. Sözleşme kapsamında engelliliğe dayalı ayrımcılık; siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlama ve makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dahil her türlü ayrımcılığı kapsamaktadır.

EHS’nin 19’uncu maddesi, tüm engellilerin diğer bireylerle eşit koşullar altında toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu ve engellilerin bu haktan eksiksiz yararlanabilmeleri ve topluma tam katılımlarını kolaylaştırmak için gerekli tedbirlerin etkin biçimde alınması yükümlülüğünü düzenleme altına almaktadır. Engelli Kişilerin Haklarına Dair Komite’nin “Bağımsız Yaşama ve Topluma Dâhil Olma” başlıklı 5 No’lu Genel Yorumuna göre; “tüm engelli çocukların yaşamlarını onur içinde kendi kendine yeterliklerini sağlayan ve topluma aktif katılımlarını kolaylaştıran koşullar altında sürdürmesi” gerekmektedir. Topluma dâhil olma hakkı kapsamında sosyal yaşama ve halka sunulan hizmetlerin tümüne erişim, engellilerin toplumsal yaşama tam olarak dâhil edilmesini sağlamak için sunulan hizmetleri desteklemeyi içermektedir. Bu hizmetler konut, ulaşım, alışveriş, eğitim, istihdam, dinlence aktiviteleri ve sosyal medya da dâhil olmak üzere halka sunulan diğer tüm imkân ve hizmetlerle ilişkilendirilebilmektedir.

Engelli Kişilerin Haklarına Dair Komite’nin Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Hakkında 6 No’lu Genel Yorumunda “makul düzenlemenin gerçekleştirilmemesinin”, gerekli ve uygun değişiklik ve düzenlemelerin gerçekleştirilmediği ve bir insan hakkı ya da temel bir özgürlükten eşit yararlanılmasını veya uygulanmasını sağlamak için gerekli olduğu durumda ayrımcılık teşkil ettiği belirtilmektedir. Ayrıca ilgili Genel Yorumda, “tacizin” de bir kimsenin onurunu ihlal etme veya korkutucu, düşmanca, küçültücü, aşağılayıcı ya da saldırgan bir ortam yaratma amacıyla engellilik ya da diğer yasaklanmış gerekçelerle ilişkili istenmeyen davranışların meydana geldiği bir ayrımcılık biçimi olduğu vurgulanmaktadır.

6701 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinde hukuken tanınan hak ve hürriyetlerden yararlanmada “cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş” temellerine dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. İlgili Kanun’un 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendine göre, ‘‘ayrımcılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine incelemek, araştırmak, karara bağlamak ve sonuçlarını takip etmek’’ Kurumun görevleri arasında sayılmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu tarafından yukarıda bahsi geçen iddialar hakkında resen inceleme başlatılmıştır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 

Paylaş :