e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
Türk Öğrencinin İsveç'te Bir Üniversiteye Yaptığı Staj Başvurusunun Reddedilmesine İlişkin Basın Açıklaması
Türk Öğrencinin İsveç'te Bir Üniversiteye Yaptığı Staj Başvurusunun Reddedilmesine İlişkin Basın Açıklaması
14.01.2023
A- A+

Yazılı ve görsel medyada, Türk öğrencinin Erasmus+Staj Hareketliliği Programı kapsamında İsveç’te bulunan Stockholm Üniversitesi’ne yaptığı başvurunun, öğretim üyesi tarafından kendisine “Sevgili …, seni misafir etmek isterdim ancak Türkiye, İsveç’in NATO’ya girmesini engellediği için başvurunu reddetmek zorundayım. Üzgünüm.” şeklinde cevap verilerek reddedildiğine dair paylaşımların yer aldığı görülmüştür.

Ayrımcılık yasağı evrensel insan hakları ilkelerinden birisini oluşturmaktadır. Bireylerin ya da grupların ırkları, renkleri veya etnik kökenleri nedeniyle diğer birey veya gruplara göre temel hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında dezavantajlı konuma düşürülmesi ayrımcılık yasağının ihlaline yol açmaktadır. Kişi veya kişi gruplarının hak ve özgürlüklerden yararlanmada ırk, renk, soy ve/ya etnik köken temelinde ayrıştırılmaları; başta Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS), 2000/43/EC sayılı Irk veya Etnik Kökenine Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulanmasına Dair Konsey Direktifi olmak üzere gerek bölgesel gerekse de evrensel insan hakları düzenlemelerinde yasaklanmaktadır. AİHS’in “Ayrımcılık yasağı” başlıklı 14’üncü maddesinde, AİHS’de tanınan hak ve özgürlüklerden ırk, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal kökene dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin yararlanılmasının sağlanması gerektiği belirtilmiştir.

BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’nin 1’inci maddesinde ırk ayrımcılığı; “siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel veya toplumsal yaşamın herhangi bir alanında, insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, uygulanmasını, bu hak ve özgürlüklerden yararlanılmasını ortadan kaldırmak veya zayıflatmak amacına ya da etkisine yönelik, ırk, renk, soy ya da ulusal veya etnik kökene dayalı her türlü ayrım, dışlama, kısıtlama ya da tercih” olarak tanımlanmaktadır. İlgili Sözleşme’nin 5’inci maddesi Taraf Devletlerin ırk, renk ya da ulusal veya etnik köken ayrımı yapmaksızın kişilerin ekonomik, sosyal ve kültürel haklar kapsamında özellikle de eğitim ve mesleki formasyon hakkından yararlanmada eşitliği güvence altına almakla yükümlü olduğunu belirtmektedir.

Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), “Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı, Anti-Semitizm ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele” başlıklı 1 No’lu Genel Politika Tavsiye Kararı’nda, taraf devletlere; “kamu hizmetleri ile sağlık, eğitim hizmetleri ve sosyal hizmetler gibi kamusal nitelik taşıyan hizmetlerin, toplum üyeleri arasında hiçbir ayrım gözetemeyecek şekilde herkese açık olmasını temin etmek; ırksal, etnik, milli ya da dinsel topluluklara ya da bu tür topluluklara ait olmalarından dolayı bunların üyelerine karşı [toplumu], kin, ayrımcılık ya da şiddet kullanmaya tahrik eden sözlü, yazılı, görsel işitsel ifadeler ile elektronik medya araçları da dâhil olmak üzere diğer ifade araçları kullanılmak suretiyle açıklanan ifadelerin hukuksal açıdan bir suç olarak tasnif edilmesi ve bu suçun söz konusu malzemenin üretilmesi, dağıtılması ve dağıtım amacıyla istiflenmesi hususlarını da kapsaması” tavsiyesinde bulunmuştur.

Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Bakanlar Konseyi, 5 Aralık 2006 tarihli ve MC. DEC/13/06 ve 30 Kasım 2007 tarihli ve MC. DEC/10/07 sayılı “Hoşgörüsüzlükle ve Irkçılıkla Mücadele ve Karşılıklı Saygı ve Anlayışın Geliştirilmesi başlıklı Kararlarında, karşılıklı saygı, anlayış ve eşitlik kültürünün teşvik edilmesi ve demokratik toplumlara etkin katılım için fırsat eşitliği arayışının sistematik, kapsamlı ve uzun vadeli bir yaklaşım gerektirdiğini kabul ederek ırkçı, yabancı düşmanı ve ayrımcı kamuoyu söylemlerinden kaygı duyduğunu ifade etmiştir.

BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesinin 2. maddesinde ayrımcılık yasağı; “Bu Sözleşmeye Taraf her Devlet, bu Sözleşmede tanınan hakları ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğum veya diğer bir statü gibi her hangi bir nedenle ayrımcılık yapılmaksızın, kendi toprakları üzerinde bulunan ve egemenlik yetkisine tabi olan bütün bireyler için güvence altına almayı ve bu haklara saygı göstermeyi taahhüt eder.” şeklinde düzenlenmiştir. Bireylerin ve/ya grupların temel hak ve özgürlüklerden benzer durumda olan kişilere kıyasla eşit biçimde yararlanmasının felsefi ve siyasi görüşleri nedeniyle engellenmesi de yasaklanmıştır. Bireylerin uyruklarından ötürü ilgili ülkenin siyasi politikaları gerekçe gösterilerek belirli hizmetlerden yararlanmasının engellenmesi suretiyle ayrımcılığa maruz bırakılması da uluslararası sözleşmeler kapsamında açıkça yasaklanmıştır. Siyasi ayrımcılığın içselleştirilmesine neden olabilecek bu türden muameleler ayrımcılık yasağının ihlalinin yanı sıra farklı kültürlerin getirdiği avantajların ve entelektüel sermayenin gelişmesinin de önüne geçecektir.

Çoğulculuk, hoşgörü ve farklı kültürlere saygı gibi temel ilkeler üzerine kurulan demokratik bir toplumda bir kimsenin ırkı, rengi, siyasi görüşü, soyu ya da etnik kökeni nedeniyle farklı muamele görmesi kabul edilemez. Türk öğrencinin staj başvurusunun salt ırkı nedeniyle veya uyruğunda bulunduğu ülkeye yönelik kişisel, siyasi veya politik düşüncelere dayalı olarak haklı ve makul bir gerekçe olmaksızın reddedilmesinin evrensel insan hakları ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır.

Temel misyonu insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ayrımcılığın önlenmesi ve bu konuda farkındalığın artırılması olan Kurumumuz medyaya yansıyan söz konusu olayı kınamakta ve eşitlik ilkesine zarar veren tüm tutum, davranış ve eylemlerin takipçisi olacağını bildirmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Paylaş :