
“Binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması” olarak tanımlanan erişilebilirlik, sürdürülebilir kalkınma gündeminin önemli bir yapı taşı ve insan haklarına saygılı bir toplumun önemli bir aracıdır.
Erişilebilirliğin önemi Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme (EHİS) ile de kabul edilmekte ve Sözleşme’nin 9’uncu maddesinin birinci fıkrasında “Taraf Devletler engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini ve yaşamın tüm alanlarına etkin katılımını sağlamak ve engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye, ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dâhil olacak şekilde bilgi ve iletişim olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere erişimini sağlamak için uygun tedbirleri alacaklardır.” hükmü ile Taraf Devletlere bir pozitif yükümlülük olarak yüklenmektedir. Erişilebilirlik, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde “Binaların, açık alanların, ulaşım ve bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin, engelliler tarafından güvenli ve bağımsız olarak ulaşılabilir ve kullanılabilir olması” olarak tanımlanmaktadır. Mezkûr Kanun’un 4’üncü maddesinde ise erişilebilirliğin engelli bireylerin bağımsız yaşayabilmesi ve topluma katılımı için gerekli olduğu vurgulanmaktadır.
6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 3’üncü maddesinde “engellilik” bir ayrımcılık temeli olarak düzenlenmektedir. Bu çerçevede Kurumumuzun çalışmalarında, erişilebilirliğin sağlanması hususu özellikle takip edilmektedir. Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik 2021 ve 2022 Raporları’nda; 5378 sayılı Kanun çerçevesinde tüm bina, yapı, taşıt ve hizmetlerin ivedilikle engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi ve idari yaptırımların caydırıcı rolünün göz önünde bulundurularak ilgili komisyonlarca erişilebilirlik kriterlerini sağlamayan yapı, alan ve araçların etkin biçimde denetlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması tavsiye edilmiştir (Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik 2021 Raporu, Ankara, s. 119; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik 2022 Raporu, Ankara, s. 120). Erişilebilirliğin sağlanmamasının engellilik temelinde ayrımcılık yasağının ihlali teşkil ettiğine ilişkin hususa Kurumumuz tarafından verilen kararlarda da dikkat çekilmektedir. Kurumumuz tarafından verilen bir kararda; erişilebilirliğin makul düzenlemeden farklı olarak gruplarla ilgili bir müessese olduğu, bu nedenle erişilebilirliği sağlama görevinin uygulanmadan ve ortaya çıkmadan önce öngörülmesi gereken bir yükümlülük olduğu vurgulanmıştır (TİHEK, B. No: 2022/525, K. No: 2022/927, 22/2/2023).
“Ulusal Erişilebilirlik Günü” konulu 2025/8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, 16/5/2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. İlgili Genelge uyarınca, erişilebilirlik logosunun kullanımının ve görünürlüğünün artırılması, erişilebilirliğin temel bir hak olduğu bilincinin geliştirilerek gündelik yaşamın doğal bir parçası haline getirilmesi, doğru uygulamaların yaygınlaştırılması, gelecek nesillerde sürdürülebilirliğinin sağlanması ve erişilebilirlik kültürünün oluşturulması amacıyla her yıl Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda; 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nın son günü olan 16 Mayıs tarihinin “Ulusal Erişilebilirlik Günü” olarak kutlanması kararlaştırılmıştır.
Temel misyonu insan onurunu temel alarak kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi olan Kurumumuz, engelli bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı, toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarla tam ve etkin bir biçimde katıldığı bir dünya temennisiyle 16 Mayıs Ulusal Erişilebilirlik Günü’nü kutlamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.