e-Başvuru
Erişilebilirlik Menüsü
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan TBMM Evsahipliğinde Düzenlenen Sempozyumda Konuştu
TİHEK Başkanı Süleyman Arslan TBMM Evsahipliğinde Düzenlenen Sempozyumda Konuştu
11.12.2017
A- A+

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığınca düzenlenen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Kabul Edilişinin 70’nci Yılına Girerken" konulu sempozyumda konuştu.

TBMM Genel Kurulunda, aralarında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun da yer aldığı kuruluşların bütçe görüşmelerine ara veren TİHEK Başkanı Süleyman Arslan, Birleşmiş Milletler (BM) Türkiye ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığınca düzenlenen "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Kabul Edilişinin 70’nci Yılına Girerken" konulu sempozyumun açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

TİHEK Başkanı Arslan konuşmasına Dünya İnsan Hakları Haftası’nın ve sempozyumun dünyadaki insan hakları uygulamalarının yeniden düşünülmesine vesile olmasını dileyerek başladı. İnsan hakları kavramının tarihsel gelişimine değinen Arslan, İslam Peygamberinin ırk, renk ve sınıf üstünlüğünü reddeden ve kadın ve erkeğin haklarından ilk defa bahseden Veda Hutbesinin insan hakları açısından önemli bir referans olduğunu söyledi.

Birleşmiş Milletler’in uluslararası barış ve güvenliği korumak, dünya barışını güçlendirmek için uygun önlemler almak, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirliğini sağlamak amacında olduğunu ifade eden Arslan, mevcut yapı ve son zamanlardaki gelişmelerin BM’nin bu amaçlarını gerçekleştirip gerçekleştirmediği konusunda ciddi şüpheler doğurduğunu belirtti.

Arslan Güvenlik Konseyindeki veto yetkisine sahip üyelerin çoğunluğu temsil etmemesini buna örnek olarak gösterdi. Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birleşmiş Milletler Teşkilatı II. Dünya Savaşının galip devletleri tarafından ve onları imtiyazlı kılacak şekilde yapılandırılmıştır. Yönetim ve karar mekanizmaları savaş döneminin ürünleri olup üyeler eşit haklara sahip değildir. Aradan yıllar geçmesine rağmen çoğulcu ve demokratik bir yapılanmaya geçilememiştir. Veto yetkili 5 üye arasında ne Afrika, ne Latin Amerika ne de İslam ülkelerinden hiçbiri yoktur.  Bu durum ciddi bir temsil sorununa neden olmaktadır. Bu temsil sorununun yanında, insan haklarını ilgilendiren kararların, Birleşmiş Milletler’de veto hakkına sahip devletlerin çıkarlarını tehdit etmeyecek şekilde formüle edildiği de görülmektedir. BM’den çıkan kararlar BM’nin kendi üyelerinden bile yeterli saygıyı görememektedir. “

Veto yetkili BM üyesi ABD’nin BM kararlarını hiçe sayarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımasını eleştiren Arslan bunun BM’de reform ihtiyacını iyice açığa çıkarttığını belirtti.

TİHEK Başkanı Arslan, insan hakları alanında son yıllarda ülkemizin kat ettiği mesafeye de dikkat çekti. Kürtçe özel kurslara ve seçim propagandalarına izin verilmesini, işkence suçlarında zaman aşımının kaldırılmasını, kamusal alanda başörtüsü yasağının sona ermesini bu gelişime örnek olarak gösterdi.

15 Temmuz darbe girişimine karşı Türk halkının direnişinin sözde değil özde insan hakları savunucusu olduğunun ispatı olduğunu belirten Arslan, gerektiğinde sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yaparak vatandaşlarla devlet arasında yaşanan veya yaşanacak olan sorunların çözümü için çalışmak kararlılığında olduklarını vurguladı.

Paylaş :